Amasyavadisinde yer alan mağaralardan en önemlisi ve en ünlüsü, AYNALI MAĞARA'dır.Büyük blok kaya parçası oyularak yapılmıştır. Yerden yüksekliği 10-15m kadardır.Dış cepheden bakıldığı zaman usta bir taş işçiliği gözlenir. Mağaranın tamamıparlatılmıştır. Buraya "Aynalı Mağara" denmesinin nedeni de, güneşvurduğu zaman mağaranın cephesinin parlamasıdır.Burasının, mezar olarak değil de yerleşim ve ibadet amacıyla oyulmuş olmasımuhtemeldir. Mağaranın içinin çok geniş olması ve duvarlarda yer alan renkliresimler ve mağaranın alınlığında yazan "Büyük Rahip Tes" yazısı budüşünceyi destekler. Mağaranıngiriş kapısı, yerden 4-5 metre yüksekliktedir. Mağaranın içinde, biri dikdörtgen,diğeri kare biçiminde iki oda vardır. Dikdörtgen olanı asıl mezar odasıdır.Kare şeklindeki odada ise, 11. yy'da Bizanslılar tarafında yapıldığı tahminedilen renkli duvar resimleri bulunmaktadır. Tonoz kısmında altısı sağda,altısı solda olmak üzere on iki havari tasvirleri vardır. Kuzey ve güneyduvarlarında ise bir takım kadınlı erkekli figürler bulunmaktadır. Doğucephesinde ise Hz. İsa, Hz. Meryem ve Lohannes'ten oluşan Deizziz kompozisyonugörülmektedir. Hz. İsa'nın on iki havarisinden birinin, Hristiyanlığı bumağarada yaydığı rivayet edilir.
AYNALIMAĞARA'DAKİ YAZILAR Aynalı Mağara'nın dıştan bakıldığı zaman dikkatleri çeken aydınlık kısmında"THE APX IEPEYE" sözcükleri okunmaktadır. Seyyah Charles Texier (1802-1871) tarafından "Büyük Rahip Tes" olarak çevirilmiştir.Mağarakapısının altında, iki satırlık bir yazının daha olduğu görülmektedir. Ama buyazı günümüzde tamamıyla kazınmış durumdadır. Fakat Osman Fevzi OLCAY'ın"AMASYA TARİHİ" isimli el yazması eserinde yer alan bir minyatürde,mağara üzerinde "KAXMZEQ" sözcüğü görülmektedir.Geroges Perrot,"Bu mağaranın üzerinde iki satırlık bir yazı vardır. Üst satır mükemmelokunduğu halde alt satır silinmiştir" der ve bu işi mağaranın önündengeçerken hayvanının üzerinden düşen bir Türk'ün yaptığını ileri sürer."Amasya Tarihi" yazarı Hüseyin Hüsameddin ise bu bilginin doğru olmadığını,taşa kazılmış bir yazının sadece yoldan geçmekte olan biri tarafındansilinmesinin imkansız olduğu belirtir.
GüzelceKız, bir kral kızıdır. Dünyalar güzelidir. O kadar güzeldir ki; görenlerdayanamaz, yıldırım düşmüş gibi kendilerinden geçerler. Bu yüzden genç kız, hep peçeli gezer, güzel yüzünü kimseyegösteremez.
Artıkzamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır kızınıevlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünyagözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir.
Buçağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünyazenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenlerdört nala Amasya’ya gelirler.
Amasyameydanında kurulan özel bölümde bulunan Güzelce Kız bekleyedursun. Kendinegüvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanına yaklaşan ise peçesinikaldırmak istediğinde eli titrer, dizlerinin bağı çözülür. Bu sahneler günlercedevam eder. Bir gün fakir mi fakir, ama yiğit mi yiğit, gerçekten güzel, alımlıbir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum!” diye destur alıp tahtınyanına yaklaşır. Herkesin şaşkın bakışları arasında hiç vakit geçirmedenGüzelce Kız'ın peçesini kaldırır. O an öyle bir elektriklenme olur ki, biraydınlanma, bir alev, bir ateş sarar etrafı. Kimse ne olduğunu anlayamaz.Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır. Sonra, sonsuz bir sessizlikiçinden kömür kesilir iki genç, yan yana uzanmış şekilde.
İkigencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kayamezar içinde iki ayrı odaya gömülür. Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikteGüzelce Kız’ın yüzü gibi parlamaya başlar. Bu parlaklığından dolayı da, dahasonra kaya mezarın adı " Aynalı Mağara" diye ünlenir.